15 Ekim 2009 Perşembe

3: Giriş ve Kuruluş

3. Giriş ve Kuruluş

Yüzüne vuran güneşle uyandı Ardeth. Gerinerek kalktı ve vücudunu esnetti. Köyün yanındaki bu tepede yatmayı seviyordu. Şu sabah tutulmaları olmasa bütün hayatını burada geçirebilirdi. Buradan Gil-glin köyünün tamamını görebiliyordu ve yıldızlar altında köyü izlemek gibisi yoktu. Eşyalarını alıp tepeden aşağıya inmeye başladı. Köyün girişindeki çeşmeye vardığında kendine gelmek için elini yüzünü yıkarken yanına köyün en yaşlılarından Marh geldi. “Evlat saçını bu bahar havasında ıslatma, hasta olursun.” Dedi. Ardeth Marh’a bakıp gülümseyerek "Haklısın, senin kadar dayanıklı olduğumu iddia edemem büyükbaba Marh” dedi muzipçe. Destek aldığı bastonu ile Ardeth’e hafifçe vuran Marh “119 kış gördüm evlat, ve dalga geçildiğini anlayacak kadar aklım yerimde.” Dedi ama kendiside gülüyordu. “Babam buraya ilk geldiğimiz zamanları anlatışı geldi aklıma seni görünce. Senin kadar uzundu babam. Buraya neredeyse batmak üzere olan bir gemi ile nasıl geldiklerini her anlatışında şaşar kalırdım. Hiç birşeyleri yokken çektikleri sıkıntılardan bahsederdi hep. Ama hiç söylenmezdi. Gururlu adamdı babam. Hatta bir keresinde...” Ardeth konuşması sürüp giden Marh’a nazikçe acelesi olduğunu söyledi ve yoluna devam etti. Yoldan aşağıya inerken köy meydanından geçip taşlı yoldan deniz kıyısına indi. Sabah avından dönen balıkçıları selamlayıp Aradel Bey’in gelip gelmediğini sordu. “Aradel Bey yakında gelir. Güney yolundan gelirken gördüm biraz önce. Güneydeki Earlen köyüne su kuyusu açmak için gitmişlerdi.” Dedi balıkçı avladığı balıkları kıyıya çıkartırken. Ardeth balıkçılardan haberi aldıktan sonra büyük beyazın yanında beklemeye gitti. Eskileri bu kıyılara getiren gemiden kalan tek parça olan, on mızrak * boyundaki beyaz yelken direği hala göz alıcı şekilde parlıyordu.

Büyük beyazın altında beklerken güneş tepeye varmıştı. Aradel bey yanındakilerle birlikte köye geldiğinde Ardeth’in yanına geldi, tahta matarasından büyük bir yudum su içtikten sonra köşedeki taşların üzerine oturdu. “Nasılsın Aradeth? Biraz bekledin sanırım bizi.” Dedi sakin bir sesle. “Önemli değil beyim.” Dedi Aradeth. “İnsanlar sözlerinde durmalı evlat, özellikjle bey isen.” Dedi Aradel Bey matarasından bir yudum daha alırken. “Earlen köyünün yeri çok güzel, daha güneyde açıklıkta olduğundan balıklar orada daha bol, deniz daha bereketli. Su kuyusu içinde çok derine inmemiz gerekmedi ama kayaları kırmak beklediğimizden daha zor ve uzun sürdü.” Sözünü bitirdikten sonra yerinden kalktı, Aradeth’in koluna girdi ve kulağına doğru yaklaştı. “Sana dediklerimi yaptın mı?” Aradeth evet manasında başını salladı. “Kuzenim Giml de birazdan gelir beyim.” “İnsanlarımız çok zor zamanlar yaşamış Aradeth. Hepsi gururlu insanlar, söylemiyorlar ama yüzlerinden çektikleri sıkıntılar okunabiliyor. Ama sen ve senin gibiler için buralarda tutunmuşlar. Şimdi, senin gibi gözlerinde yıldızlar parıldayanlar için kabuğumuzdan çıkma vakti geldi. Nerede olduğumuzu bilmeliyiz, kör olarak dolaşamayız artık. O nedenle senin ve kuzeninin yapacağı bu seyahatler çok önemli. Güneyimizde ve doğumuzda güzel düzlükler var gibi gözüküyor ama ilerisinde neler var hiç bilmiyoruz. Bunu siz görecek ve bize haber vereceksiniz.” Dedi.

Aradeth, beyinden bu sözleri duyduktan sonra yapacağı işin ne kadar önemli olduğunu biraz daha fark etti. Meraklı biriydi ve en büyük merakı için şimdi yola çıkıyordu. Kuzeni Giml geldikten sonra beyleri onlara birer yıldız madalyonu** verdikten sonra onları uğurladı. Kimsenin gitmediği yerlere cesurca gidecek ve geri döneceklerdi...

*: 1 Mızrak boyu yaklaşık 2m civarındadır.
**: Gil-glin kıyısındaki sahillerde yaşayan küçük deniz yıldızları ile yapılan bir kolye. Şans getirdiğine inanılır.

10 Ekim 2009 Cumartesi

Yıldız'a Dair

Ülke Hikayesi: Eskiler büyük denizin ötesinden geldiklerini söylerler. Yerin, gökle birleştiği korkunç zamanlarda ataları güneye yelken açmış ve güneyin parlak yıldızına doğru kaçmışlardır. Denizde uzun süren bir seyahatten sonra güney yıldızı denizin yanındaki bir dağın üzerinde durmuş ve kurtulanlara yeni evlerini vermişlerdir.

Ülke Karakteristiği: Barışsever / Korumacı